Gürcistan Ve Rus Gücünün Sınırları

Moskova’nın işgal güçleri hala Gürcistan toprakları üzerinde ancak Tiflis için gelecek parlak görünüyor.

Gürcistan Ve Rus Gücünün Sınırları
16 Ekim 2010 Cumartesi 15:29

Moskova’nın işgal güçleri hala Gürcistan toprakları üzerinde ancak Tiflis için gelecek parlak görünüyor. 

İki yıl önce bu zamanlarda Rus tanklarının Gürcistan topraklarına girişini ve ilerleyişini seyrettim. Ruslar Güney Osetyalıları Gürcü saldırısına karşı savunduklarını iddia ediyorlardı oysa gerçekte Gürcüler kendilerini Rus desteğindeki ayrılıkçılığa karşı savunuyorlardı. 

Moskova, “Güney Osetya’yı” Kafkas sıradağlarının Gürcülere ait tarafında ayak basabilecekleri sağlam bir yer olması için icat etti. Bu onlara tüm Gürcistan toprakları üzerinde kontrol sağlama imkânı veriyordu. Bu stratejide Osetler Moskova’nın kuklaları oluyorlardı ve hala da öyleler.

2008 yılındaki Rus tecavüzü sırasında bir anayolun kavşak noktasına konuşlanmış ve Gürcü köylüsünden el koyduğu beleş bira ve meyve ile tıkınan bir Rus tank komutanı ile konuştum. Bana Sovyet tarzı propagandayla ve Moskova’nın ilkel stratejik düşüncesini yansıtır bir şekilde, “Biz buraya fakir halkı korumaya geldik” dedi.

Birkaç hafta sonra Gürcistan’a tekrar geldim ve Rusların sadece Güney Osetya ile yetinmeyip başkent Tiflis’in 20 mil yakınına kadar olan kısmı da işgal ettiklerini gördüm. Bariyerler kurmaya, kum torbalarından siperler, gözetleme kuleleri yapmaya başlamışlardı ve bu yapılar Moskova’nın ayrıca inşa ettiği askeri üsler tarafından destekleniyordu. Açıkça uzun süre kalmaya gelmişlerdi. Rus tecavüzü 100.000’den fazla Gürcüyü evlerinden etmişti ve bu insanlar hala evlerine dönememişlerdi.

Bu arada Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev, diğer bir ayrılıkçı bölge Abhazya’yı “bağımsızlık kutlaması” için 8 Ağustos’ta ziyaret etti. Rusya, Gürcistan işgalinden sonra resmi olarak Abhazya ve Güney Osetya’yı “bağımsız” devletler olarak tanımıştı. Medvedev, Abhazya ziyaretinde 300 milyon dolar para sözü verdi. 

İkinci Dünya Savaşı’nın Avrupa’ya miras bıraktığına benzer bu küçük demir perde de ortadan kalkacak. Evet, bu zaman alacak. Moskova’nın finansal desteği ile ayakta duran bu tarz yapay bölgeler kara delik gibidirler. Buralarda rekabete dayalı yasal iş sahaları göremezsiniz. Göreceğiniz rüşvet, kaçakçılık, kumar, alkolizm ve silahtan başka bir şey değildir.

Bununla birlikte Dünya Bankası Gürcistan’ı en rahat yatırım yapabileceğiniz ülkeler sıralamasında on birinci sıraya koydu. Rüşvet konusunda ise kişisel olarak tanık olduğum bir olayı anlatayım. Resmi plakalı bir devlet aracı hızlı gitmesi nedeniyle trafik polisi tarafından durduruldu ve para cezası kesildi. Bu Moskova’da görebileceğiniz tarzda bir şey değil…

İki yıl önce Gürcüler, Bush yönetiminin kendilerine anti–tank ve hava savunma silahları satmaya yanaşmadığından veya NATO’ya alınmadıklarından yakınıyorlardı. Hillary Clinton 5 Haziran’daki Tiflis ziyaretinde açık bir şekilde Rus “işgalinden” bahsetti ancak Gürcülere caydırıcı silahlar vermeyi teklif etmedi. Moskova, İran’ın izole edilmesinde ve Afganistan’a Orta Asya’dan ikmal malzemesi sağlanmasında çok önemli idi ve hala da öyle. Yani Gürcistan için şu anda 2008 yılındakinden daha fazla ümit yok. 

Ruslar kendilerini dinlemek isteyen herkese amaçlarının Tiflis’teki iktidarın değişmesi olduğunu söylüyorlardı. Ancak bu olmadı. Gürcüler başkanları Miheil Saakaşvili’yi desteklemeye devam ettiler ve Moskova’ya vahşiliği için bir ödül vermediler.

Abhazlar ve Osetler Tiflis’ten bağımsız ancak Moskova’ya bağımlı olmanın özgürlük anlamına gelmediğini öğrenecekler. Amerikalı, Avrupalı, Türk, Kazak, İsrailli ve diğer ülkelerden yatırımcılar özgür ve demokratik Gürcistan’ı Batı tarzı ekonomiye dönüştürüyor ve geliştiriyor. İşgal altındaki topraklar ise dikenli tellerin arkasında durduğu yerde duruyor ancak yakınlarındaki ilerleme mutlaka dikkatlerini çekecektir. Rus pasaportları, Ruslar tarafından verilen sadakalar ve Moskova’dan yönetilen sahte seçimler gerçek bir geleceğin yerini tutmuyor. 

Gürcistan’a son ziyaretimde Reentegrasyon Bakanı Temur İakobaşvili ile akşam yemeğinde bir araya geldik. Bakan hiç de karamsar değildi. Bana Gürcülerin arka kanallardan ayrılıkçı bölgelerdeki yetkililerle olası uzlaşma formülleri üzerinde görüştüklerini çıtlattı.

İakobaşvili, “Saldırı Rus gücünün sınırlarını ortaya koydu” dedi. “Ülkemizi ele geçiremediler ve hükümetimizi deviremediler. Ve… Bizi etki alanlarına almakta başarısız oldular.”

İakobaşvili, Rusya’nın galibiyet için kaynaklarının yeterli olmadığını, son nefesini verdiğini söyledi ve “Evet bizim stratejik yerlerimizi işgal ettiler ve bu topraklardan vatandaşlarımızı sürdüler fakat Rusya’nın kendilerini koruduğunu zanneden insanlar (Abhazlar ve Osetler) kısa bir süre içerisinde işgal altında yaşadıklarını anlayacaklar. Çoğu da bunun farkına varmış durumda. Rus yardımları tıpkı Rusya’da olduğu gibi halka ulaşmıyor.” dedi.

İakobaşvili Moskova’nın Neo–Sovyetizm’inin Sovyet döneminden farkı olmadığını ve aynı nedenlerden dolayı onun da çökeceğini anlattı. Bakan sözlerini iyimser bir şekilde “uzun süredir Batı Batı ve Rusya da Rusya. Hikâye bizim açımızdan mutlu bir şekilde sonlanacak” diyerek noktaladı. İM

Melik Kaylan


İlgili Galeriler
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.