Ünyeli Gürcüler (Murat Şahin) :: Ünyeli Gürcüler"de Hikayeler - Çocuk Oyunları

Ünyeli Gürcüler'de Hikayeler - Çocuk Oyunları

Ünyeli Gürcüler (Murat Şahin)  :: Ünyeli Gürcüler"de Hikayeler - Çocuk Oyunları
01 Mart 2003 Cumartesi 14:25

Ünyeli Gürcüler'de Hikayeler - Çocuk Oyunları 

Tomaray

Tomaray kanaşi tzesula. 
Tomaras kalis şin kopila. 
Tomaray kanaydan şin amosula. 
Mosula rom ra deynahos, kali sabanşi şehvevla loginşi dotzoliliya.

Tomaram kals uthra megrem; ra gak kalo avat har?
Dzalvan avat var katso, ise sitshe mak rom loginidan verv digebi. 
Tomaram ravkna me ahla tkva megrem.
Kalma: Dzalvan vitzvi, şen Tazyaylaze tu tzehvalda, çemtin tovltu çameytan, mes im tovlidan tu şevcam maşin tsetshli gimivars kay gavhtebi vo uthrobya.
Tomaram sahlidan rom gamoşpa megrem da gzaşi garbis Tazyayladan tovli çamevtanona kalma kay gahtesna vo…
Tzaslihan gzaşi mukithiyan
Ase male had mihval?
Kali dzalvan avata, dzalvan sitshe ak, Tazyaylas mival ikidan tovli çamevtanona vo utkmiya.
Katsebma Tomaras ase uthrobyan megrem : Şeni kali avat arari!
Tomaram şeyşala megrem, Radon ise ambobt haydan itsit ? Vo mukithiya
İmas sitshe arak, şen rom şin har, oynaşlebi ver meykvana, imistin şeni tavi ik gigigzana, manas katsebi şin mokrasna…
Tomaram çemi kali mamalidan garbis, ar devcereb tkven sitkvas vo uthra megrem.
Maşin tvalit daganahyo? Vo ert katsma tomaras uthra megrem
Raper damanahyona ? vo tomaram kats mokitha megrem
Erti cuvalşi çagagdep, cuvalis tav çigigocav, şeni kalis katsebi rom şen sahlşi movliyan, mes cuvali dzurgşi movkidav şen sahlze şeni tavi tzigikvan tzeval?
Mek rari vo momkithven. Şens maşin şeni kali ras iceba deynahav.
Tomaram maşin ikneba vo kats uthra megrem
Katsma tomaray cuvalşi çadva domaras sahlşi tzevda? megrem
İk katsebma da kalma mokithen es rari rodan ak modi? Katsma cuvali tuvarze miyakuda ase tkva ;
Tshenistin balahze tzeveli, akidanas lamazi hma movdoda. İmistin moveli çveni Tomaray ras iceba…
Kali gamosula şvaşi
Katsi gavagzay tovlze
Tovla satvin tovla satvin
Gamçenelo nu çamomkri
Ar geygnebs kura satvin
Kali samobs mğerobs şvaşi megrem…

Katsma Tomaras tan tzevda, ase uthra megrem
Tomarav, Tomarav :
Gesmis gurze tu ara
Tomaram cuvalidan kats uthra
Mesmis kurze
Miklavs gulze
Tzimihsenit cuvalis tavi
Helşi mometsit hmali
Rasvikta ras ara vo tkva megrem.

Sündüs Şahin - Tekkiraz, Velibayraktar Mahalesi

Tomar

Domar tarlaya gitmiş.
Damarın da karısı evdeymiş.
Domar tarladan eve gelmiş. 
Gelmiş ki ne görsün. 
Karısı yorgana sarılmış yatağa yatmış. 
Domar karısana demiş, neyin var karı, hasta mısın?

Çok hastayım adam, öyle ateşim var ki yataktan kalkamıyorum, yanıyorum demiş.
Domar demiş, şimdi ben ne yapayım?
Kadın: Çok yanıyorum, Sen tazyaylaya giderde, benim için kar getirirsen, bende o kardan yersem o zaman ateşim geçer iyi olurum demiş.
Domar evden fırladığı gibi yolda koşuyormuş, tazyayladan kar getireceğim karım iyi olacak diye.
Giderken yolda sormuşlar.
Böyle çabuk nereye gidiyorsun?
Karı çok hasta, çok ateşi var, tazyaylaya gidiyorum, oradan kar getireceğim demiş.
Adamlar domara demişler: Senin karın hasta değil.
Domar şaşırmış. Niye böyle diyorsunuz, nerden biliyorsunuz demiş.
Onun ateşi yok, sen ki evdesin, oynaşlarını getiremedi, onun için seni oraya yolladı, kendiside erkekleri (adamları) eve getirecek.
Domar demiş, inanmam, benim karım horozdan bile kaçıyor. Ben inanmam sizin sözünüze demiş.
O zaman gözünle sana göstereyim diye bir adam domara demiş.
Nasıl göstereceksin diye domar adama sormuş.
Bir çuvala koyarım seni, çuvalın başını bağlarım, senin karının adamları senin evine gelirler, bende çuvalı sırtıma yüklerim senin evine seni götürür giderim demiş.
Bu ne diye sorarlar. Sende o zaman senin karın ne yapıyor görürsün.
Domar o zaman olur demiş adama.
Adam domarı çuvala koymuş ve domarın evine gitmiş.
Orada adamlar ve karı sormuş bu ne, neden buraya geldin. Adam çuvalı duvara yaslamış.
Adam; at için ot almaya gittim, buradan da güzel ses geliyordu. Onun için geldim bizim domar ne yapıyor diye.
Kadın çıkmış ortaya

Adamı gönderdim kar almaya
Kar …kar…
Batasıca gelmeyesice
Anlamaz kulağı sağır, diyerek kadın oynuyor türkü söylüyormuş ortada

Adam domarın yanına gelmiş ve ona şöyle demiş
Domar Domar
Kulağına geliyor mu, duyuyor musun
Domar çuvaldan adama seslenmiş:
Geliyor kulağıma
Öldürüyor kalbimi
Çözün çuvalın başını
Elime verin kuru odunu
Ne yaparım da ne yapmam şimdi.

Çemo Gogulayebo

Erti katsi kopila. Katsas sami gogo kolya. Katsma gogvebze: gogvebo me tkeşi mival. Tkeşi rom vecakunebi maşin çemtan mohlvalt vo uthra megrem. Gogvebma hage mamu uthres megrem.

Katsma tkeşi tzevda megrem. Hiyebis mocra ro rom deytzkoda gogvebma geygnes mamay çven tav gividzahis vo. Sam gogom sahlidan gamasulan tkeşi mamastan midyan megrem. Gogveb gzaşi erti dedaberma şekra megrem. 
Had mihvlat çemo gogulayebo vo mogitha.
Mamastan mivalt did nenev vo gogvemba uhtres megrem. Dedaberma;
Vayme çemo gogulayebo tkveni mamay çemton mova çem ertat moyt voda gogvebi mistan tzeykvana megrem. Gogvebma dedaberis ugnidan dadaberis sahlşi mosulan. 
Dadaberma vayme çemo gogulayebo ahla tkven megemşevoden, me tkventin sopra davdga. Dedaberma; Vayme çemo gogulayebo ahla megedzineboden sacmeli şicamet memres datzvebit vo uthra megrem. Gogveb dedaberidan şeşinesda ramesas ver uhtres megrem. Tkeşi ert sahlşi aryan, had aryan isis ar itsyan gogvebma. Dadaberma ocahşi kardala dadga tsetshli ganto megrem. Şektsivdeboden çemo gogulayebo imistin tsetshli gavante vo tkva megrem. Dedaberma loginebi dago, ahlas datzevit çemogogulayebo, mamaşeni roytsha rom mova me tkven tav gaveğvidzep vo uthra megrem. Gogvebma datzves. Gogvebma şişizgan ar deydzines megrem.
Dedaberma;
Raze ar gedzinebyan çemo gogulayebo;
Didnenev şeni ahorşi tshenebi epakunebyan imistin ar gvedzineba.

Dedaberma çevda tsheni dakla megrem. 
Ahla radon ar gedzinebyan çemo gogulayebo?
Şeni dzroha ibğavlis imistin ar gvedzineba didnenev.
Dadaberma ahorşi şevda dzrohas dakla megrem. 
Ahla radon ar gedzinebyan çemo gogulayebo?
Şeni mamali dzalvan kivis imistin ar gvedzineba didnenev. 
Dadaberma tzevda mamali dakla megrem. 
Ahla radon ar gedzinebyan çemo gogulayebo?
Şen kaloze tzkali eşhapuneba imistin ar gvedzineba didnenev. Dedaberi tzkalis daktsiya megrem. 
Gogvebmas sahlis zet esulan maşin. Dedaberma deynaha megrem. Dadaberi hortlaği kopila gogvebi şicamosna megrem. 
İk raper edit çemo gogulayebo?
Akze ase evelit did nenev;
Magze rom kardala duhs. İmiz zet davdevit saçiçeli. Gadavaburet atki. Maskan ak evelit vo dadaberi datkvilen megrem. Dadaberma amomduğruli tzkalis şyan pehi rom dadvada tzkalis şyan çavarda amomduğra traki. Amokrica kibilebi da mokta gogvebmas dedaberidan gadarçen megrem.

Nuri Karagöz - Ekincik Köyü


Katami da Melas Lapariki

Katami : kiki ki ki 
Melay: Ha kivi
Katami : Cincarşi
Melay: Şeni katsi hadari?
Katami : Hidze geyara
Melay: Hidi hadari?
Katami : Tzkalma tzeyğo
Melay: Tzkali hadari?
Katami : Mitzam daşro
Melay: Mitza hadari?
Katami : Harma dahna
Melay: Hari hadari?
Katami : Danam dacra
Melay: Dana hadari?
Katami : Ustam tzeyğo?
Melay: Usta hadari?
Katami : Ustam mokda
Katami : Totebi mohda.

Nuri Karagöz - Ekincik Köyü

Çampali

Çveni kartveli şerşi çesula. Taplis Kidvistin. Turkis mosula imastan çampaliya es vo mukithiya. Çveni karteli gahersebula. Şen har çampali vo megrem. Katsma miyere taplebze şeheda rom ra deynahos. Kotaris şyan butzatzalay tagvi. E rari vo katsma çven kartvels mogitha megrem. Rom çevenma is deynaha da tvali gahila megrem; vinmem ar deynahos memre tapl ver gavkidav voda; 40 kotaraydan ert kotarze gamve es, amastin tkmen kudyanay linko voda gadaklapa kiyaze tavdağma guduşva megrem. Katsmas dabeşta es katsi ras iceba vo. Çvenma tkva; radon şeyşale tzağan tkvi rom es tabli çampaliya vo is çampali ar iko es deynahe radon şeyşale….

Bizim gürcü köyden şehre inmiş. Bal satmak için. Türk de gelmiş onun yanına bu çam balı mı diye sormuş. Bizim gürcü kızmış. Sensin çürük demiş. (çampali gürcüce çürük demek). Adam öbür ballara bakarken ne görsün. Küpün içinde küçük bir fare. Bu ne diye adam bizim gürcüye sormuş. Bizimki onu görünce gözlerini açmış, kimse görmesin, sonra bal satamam diye, 40 küpten bir küpte çıkar bu, buna derler kuyruklu lingo diyerek fareyi yutmuş. Adamda şaşırmış bu ne yapıyor diye. Bizimki demiş niye şaşırdın, demin bu çürük bal mı diye sordun balın çürüğü olur mu hiç, bunu görünce niye şaşırdın…

Terzi ve Çveneburi

Çveneburma canikis guthes erti terzize tzesula. Terzis turki kopila. Erti basma mudanya 
Ğanci ğunci gomocrili olmasun,
Pazar güni purun uni alursun parani 
vo megrem terzis uthra. Terzimas es ras ambobs vo katseb mukithiya. Çevenis gahersebula
Moyda gagnebya kabatav turks vo uthrobya.

Sündüs Şahin - Tekkiraz, Velibayraktar Mahallesi

Ati mi?

Çveneburma tsheni dakarka megrem. lazmas mastan mosula. laz mukithiya; çemi ihihiii deynahe? (atı kastediyor). Lazmas ati mi vo mokitha megrem. Çveneburma ara ara erti erti vo tkva megrem.

Çigikta Hiç mi Kuyruğu Yoktu?

Bizim Kartvel çok atıp tutarmış. Konuşmalarını bire iki katarak söylermiş. Arkadaşlarından biri buna arkadaş sana kimse inanmıyor, adın çıktı lafına kimse kıymet vermiyor bu kadar fazla atma demiş. Kartvel ne yapayım o zaman demiş. Arkadaşı, sen atmaya başlayınca ben öksürürüm sende kedini toparlasın demiş. Adam tamam demiş. Neyse bizimki kahveye oturmaya gelmiş. Arkadaşı ise onun göremeyeceği bir yerde oturuyormuş. Bizimki arkadaşının olmadığını zannederek Arkadaşlar demiş bugün bir Sansar gördüm 12 karış kuyruğu vardı demiş. Arkadaşı öhhüüü demiş. Adam yok yok şaka yaptım demiş ama rahat 6 karış vardı demiş. Arkadaşı bir daha öhhüü diye öksürmüş. Adam gerçeği şimdi söylüyorum demiş. İki karış rahat vardı demiş. Adam yine öhhüüü diye öksürünce çigikta hiç mi kuyruğu yoktu bunun demiş. (çigikta : boğazın kurusun, sesin kısılsın anlamlarına geliyor)

Sündüs Şahin - Tekkiraz, Velibayraktar Mahallesi


Lobyo Cadi

Gittim Türklere yedum çorbo oldum torba.
Gittim Çerkezlere yedum pasta oldum hasta.
Gittim gürcülere yedim lobyoylan cadi geldi ağzumun tadi. 
Dedim kardaşum nedur bunun adi. Meksana.
Ne duruyon dağa taşa eksana.
Kats memre mutseli atkivebya. Amdgara. Neydi bunun adi kardaşum. Meksana. Ne duruyon kokindan kessana.

Sündüs Şahin - Tekkiraz, Velibayraktar Mahallesi


Prenses ve Prens

Bir babanın dünyalar güzeli bir kızı ve birde oğlu varmış. Baba oğlun iş için uzun bir seyahate çıkmaları gerekmiş. Uzun yolculuğa çıkmadan önce komşuları olan yaşlı kocakarıya kızlarını yüklü bir para karşılığı emanet etmişler. Kızı kocakarıya emanet eden baba-oğul kızlarının güvende olduğunu düşünerek yolculuğa çıkmışlar.

Kocakarının yakın bir komşusu kızı kocakarının yanında görmüş ve onun güzelliğine hayran kalmış. Kocakarıya yüklü miktarda para vermiş kızı bana ayarla demiş. Kocakarı tamam demiş. Ben bir gün evden çıkarım. Sana anahtarımı veririm sende o gün eve gelirsin demiş. Adam bu işe tamam oldu demiş.

Kocakarı ben komşuya kadar gidip geleceğim demiş kıza. Kocakarı gider kız evde otururken adam gelir. Kız kapıyı açar adam içeri dalar ve uzun zamandır bu fırsatı bekliyordum der. Kız korkar ama aklından bu adamdan nasıl kurtulacağına dair planlar kurar. Tamam senin olacağım ama bazı şartlarım var der kız. Adam bu direnmeme karşısında şaşırır ve tamam der. Şartların neler?

Sen şuan çok kötü kokuyorsun. Seni banyo yapmam lazım. O zaman temiz olursun ve güzel kokularla seni süslerim. O zaman beraber oluruz der. Kız adamı banyoya sokar iyice sabunlamış ve mumu söndürerek kaçmış bir komşuya sığınmış.

Kocakarı kızın babasına haber yollamış; senin kızın beni aldattı evime erkek soktu onunla beraber oldu gel kızının namusunu temizle diye.

Haber adama ulaşır ve adam oğluna git kız kardeşinin kalbini bana getir der. Oğlan geri döner ve kız kardeşinin sığındığı eve gelir. Kız abisine sarılır kucaklar sevinçten ne yapacağını bilmemektedir. Abisi kardeşine haydi gidiyoruz demiş. Kız bir bohça hazırlar ve yola çıkarlar.

Kız ve abisi meşe ağaçlarıyla dolu bir ormana gelmişler. Kız, ağabey çok yürüdük ben çok yoruldum demiş ve başını abisinin dizlerine koymuş ve uyumuş. Abisi dünyalar güzeli kız kardeşini öldüremez ve dizini sessizce çeker ve ormanda bir geyik avlar ve geyiğin kalbini çıkarır ve geri yola koyulur. Babasının yanına gelir ve al, kız kardeşimin kalbi diye geyik kalbini verir.

Bu arada uyanan kız kocaman ağaçların içinde korka korka yürümeye başlar. Uzun bir yolculuktan sonra güzel bir göl olan yere gelir.

Gölün çevresinde de kralın oğlu atını otlatıyormuş. Kızda gölde yüzünü yıkıyormuş. Kızın güzelliğinden at geri geri çekiliyormuş. Prens gelir ve bakar ki gölde harika bir güzellik…Kızı atına bindirir ve sarayına döner. Kızın sığınacağı hiçbir yer olmadığı o bulunduğu yeri bilmediği için prensle yola koyulmuş.

Prens onunla evlenmiş. Ama prens kızı gölde bulduğu günden beri kız bir kelime dahi etmiyormuş. Bu evlilikten üç tane oğlan çocukları olmuş. Günler böyle geçip gidiyormuş.

Bir gün prenses oğlunu yıkarken ağlıyormuş. Büyük oğlu koşarak prense gitmiş ve annem ağlıyor baba demiş. Koşarak gelen prens sormuş bugüne kadar hiç konuşmadın niçin ağlıyorsun demiş. 
Prenses sen şuana kadar bana bir şey sormadın ki, güzelliğime hayran olup benim hakkımdaki hiçbir şeyle ilgilenmedin demiş. Kız kocakarının ona yaptığını, babasının onu öldürmesi için ağabeyini yolladığını, ağabeysinin de onu ıssız bir ormanda tek başına bıraktığına dair olan hikayesini prense anlatmış.

Babamın olduğu yeri biliyor musun? diye kız prense sorar. Prens tabi orayı biliyorum der. Beni oraya gönderir misin? Prens tamam üç askerle seni babanın köyüne yollayacağım demiş.
Prenses üç asker ve çocuklarıyla yola çıkmış. Yolda askerler prensese kötü tekliflerde bulunmuşlar. Prenses direnince çocuklarını öldürmüşler. Askerler prensesi bağlamışlar. Uyuyalım yarın sabah ne yapacağımızı düşünürüz demişler. Onlar uyurken prenses kaçmış

Askerler saraya geri dönmüşler ve prense; prensesin kaçtığını, zaten dağdan gelenin dağa gideceğini söylemişler. Çocuklarının da yolda öldüğünü onları kurtaramadıklarını kendilerinin zor geldiklerini söylemişler. Prens tabi bunlara inanmamış. Gidip onu bulacağız köyünden alıp getireceğiz demiş.

Prenses yolda bir çobana rastlamış ve kendisinin prenses olduğunu söylemiş. Çobandan kıyafetlerini ona vermesi istemiş. Kendi kıyafetlerini çobana vermiş çobanın kıyafetlerini de kendisi giymiş. Çobanın kazlarını da önüne katarak yola koyulmuş ve köye gelmiş. Kız aynı zamanda çok güzelde kaval çalıyormuş. Askerler ve prens de köye gelmişler. Kızı köyde kimse tanımıyor onu çoban olarak biliyorlarmış. Kimseyle konuşmuyor sadece kaval çalıyormuş, o kavalın sesiyle kazları güdermiş.

Kızın abisi kıza bizim evde bu akşam kaval çalar mısın? demiş. Kız bir iki şartım var onları yerine getirirsen çalarım diye cevap vermiş. Nedir şartların diye kıza abisi sormuş. Köye yeni gelen prens ve askerlerinide çağıracaksın, bir kilo çivi alacaksın, ben kaval çalarken kapının ağzında duracak ve ben söyledikçe sen çakacaksın, babanda ateşte kaz çevirecek. Oğlan tamam demiş. Bunlar kolay şeyler.

Kızın abisi bizim evde bu gece ziyafet var diye kocakarıyı köye yeni gelen prensi ve askerleri ve köylülüleri evlerine davet etmiş.

Akşam olur herkes evde toplanır. Kız kaval çalmaya başlar ve abisi kapının ağzında çivilerle elinde keser çakmaya hazırdır. Kız başlar şarkı söylemeye;

Çak kardaşım kaçmasın
Çevir babam kaz yanmasın,

diyerek çivileri çakmasını ve babsına bakarak kazı döndürmesini söylüyonmuş.

Kızı sesinden tanıyan kocakarı benim ateşte sütüm vardı taşmasın ben müsaadenizle gideyim demiş.. Askerler atların yemini vermedik onları yemleyelim bizde müsaade istiyoruz demişler. Prens hayır kimse dışarı çıkmayacak demiş. İş bitmeden kimse dışarı çıkmayacak.

Kız, kardeşine bir kilo çiviyi çaktırmış, kaz da çevrile çevrile kızarmış. Kız bu arada çoban kıyafetini çıkarmış ve olanca güzelliğiyle tekrar etrafa ışıklar saçmış. Kız olan biten her şeyi babasına ve prense anlatmış.

Prens askerlere ve kocakarıya dönerek
Sizleri ;

Gün görmez katırların kuyruğuna mı bağlayayım
Yoksa tüfeğimin önüne katıpda mı sizi öldüreyim diye sormuş

Tüfekle ölmeyi tercih etmemişler. Dördüde atların kuyruklarına bağlanmayı tercih etmişler. Hepsi atlara bağlanarak sürüklenerek ölmüşler.

Prens ve prenses de saraylarına geri dönerek mutlu bir hayata başlamışlar.

Sündüs Şahin - Tekkiraz, Velibayraktar Mahallesi


Feleğim Dönüyor

Bir anne birde onun tembel oğlu bir köyde yaşarlarmış. Ama oğlan çok tembelmiş, çalışmayı sevmeyen bir gençmiş. Annesi oğlum çalışsana, niye oturuyorsun diye sorarmış. Bana felek bir gün verecek ana dermiş. Günler böyle geçip giderken günlerden bir gün oğlan kara kara düşünüyormuş.

Annesi ne düşünüyorsun? oğlum demiş.

Ana bana bir yol azığı hazırla ben feleğe benim halim ne olacak? diye sormaya gidiyorum demiş. Annesi tamam oğlum demiş ve ona bir torba hazırlamış. Gençte torbayı omzuna almış düşmüş yola.

Bir hayli fazla yol katetmiş ve bir ormana gelmiş. Ormanda giderken bir ayıya rastlamış. Ayı boydan boya uzanmış yatıyormuş. Ayı sormuş:
Nereye gidiyorsun? diye. 
Feleğe gidiyorum, benim halim ne olacak? diye soracağım demiş. 
Ayı, madem feleğe gidiyorsun, benimde başım çok ağrıyor bari benim halimi de sor başımın ağırısı nasıl geçer demiş. Oğlan tamam sorarım demiş.

Ormanı geçinçe bir çiftçiye rastlamış. O da çift sürüyormuş. Nereye gidiyorsun genç demiş. Feleğe gidiyorum halim ne olacak onu soracağım demiş. İyi madem feleğe gidiyorsun demiş çiftçi benim halimi de sor demiş. Ekiyorum ekiyorum bir türlü mahsul alamıyorum hep böyle fakir mi olacağım demiş. Tamam demiş oğlan sorarım.

Gitmiş gitmiş bir ırmağın üzerinden geçiyormuş. Bir balık seslenmiş nereye gidiyorsun diye. Feleğe gidiyorum halim ne olacak soracağım demiş. Madem feleğe gidiyorsun benim halimi de sor ne olur demiş. Senin derdin ne diye sormuş genç. Balıkların kralı benim beni hiç dinlemiyorlar. Onlara nasıl söz geçire bilirim demiş. Tamam sorarım demiş.

Epeyce yol aldıktan sonra bir kral ormanda atıyla geziniyormuş. Sormuş nereye gidiyorsun diye. Feleğe gidiyorum halim ne olacak diye soracağım demiş. Madem feleğe gidiyorsun bir de benim halimi sorsan demiş. Halkım beni hiç dinlemiyor, askerlerime de söz geçiremiyorum demiş. Genç tamam sorarım demiş.

Az gitmiş uz gitmiş bizim oğlan feleği bulmuş. Oğlan yolda karşılaştıklarını tek tek sormuş.

Felek:
-Krala söyle o kız olduğu için onu dinlemiyorlar demiş. 
-Balığa söyle ağzında elmas var onu atsın balıklar onu dinler demiş. 
-Çiftçiye söyle bahçesini ortasında iki küp altın var onu çıkarsın o ona yeter demiş. 
-Ayıya da söyle onun da bir aptal kafası yemesi lazım demiş. 
-Ya ben ne olacağım diye sormuş tembel oğlan feleğe. 
-Seninde feleğin dönüyor demiş Felek.

Oğlan geri düşmüş yola. Yolda kralla karşılaşmış. Kral ne oldu demiş. 
Sen kızsın onun için seni dinlemiyorlar demiş. 
Kral:
Bunu kimse bilmiyordu madem sen bunu öğrendin gel seninle evlenelim ülkeme kral ol demiş. Yok demiş oğlan benim feleğim dönüyor kiminle evlenirsen evlen demiş.

Irmağın üzerinden geçerken balıkla tekrar karşılaşmış. 
Ne oldu diye balık sormuş. 
Ağzında elmas varmış onu atarsan balıklar seni dinleyecek demiş. 
Balık:
Ağzımda elmas olduğu kimse bilmiyordu onu sana vereyim atacağıma demiş. Oğlan kime verirsen ver demiş ben istemiyorum benim feleğim dönüyor demiş.

Ovadan geçerken çiftçiye rastlamış. Çiftçi yine çift sürüyormuş. 
Ne oldu diye heyecanla sormuş. 
Genç, tarlanın ortasında iki küp altın varmış onu çıkar ömür boyu sana yeter demiş. Çiftçi:
Gel beraber çıkaralım iki küp bana çok bile gelir birini sen alırsın demiş. Yok demiş oğlan. Kime verirsen ver ben istemiyorum benim feleğim dönüyor demiş.

Ormandan geçerken ayı yine olduğu yerde yatıyormuş. Ne oldu buldun mu feleği diye sormuş. Evet buldum demiş. Ne oldu anlat hele demiş ayı.

Yolda çiftçiyle karşılaştım ekiyorum ekiyorum mahsul alamıyorum onun için benimde ne olacağımı feleğe sor dedi. Irmakta balıkla karşılaştım oda balıklar beni hiç dinlemiyor benimde halimi feleğe sor dedi. Birde kralla karşılaştım o da halkım ve askerlerim beni hiç dinlemiyor benimde halim ne olacak bir feleğe sor dedi demiş. 
Ayı: Eee daha sonra ne oldu demiş.

Felekle karşılaştım. Kral için o kızdır dedi onun için onu dinlemiyorlarmış. Balığın ağzında elmas varmış onu atarsa balıklar onu dinler dedi. Çiftçi içinde tarlasında iki küp altın var onu çıkarsın o ona yeter dedi. Benim içinde senin feleğin dönüyor dedi.

Bende düştüm yola geri dönerken kralla karşılaştım ona kız olduğunu söyleyince bunu kimse bilmiyor benimle evlen dedi ülkeme kral ol dedi bende benim feleğim dönüyor dedim kabul etmedim. Balıkla karşılaştım ona ağzındaki elması atacakmışsın dedim. Bunu kimse bilmiyor onu sana vereyim dedi. Bende benim feleğim dönüyor istemiyorum dedim. Çiftçiyle karşılaştım yine çift sürüyordu. Dedim iki küp altın varmış tarlanda onu çıkar sana ömür boyu yetermiş dedim. O da bana iki küp fazla gel beraber çıkaralım bir küpü senin olsun dedi. Bende benim feleğim dönüyor kime verirsen ver dedim.

Ayı benim için ne dedi demiş. Seninde başının ağrısının geçmesi için bir aptal kafası yemen lazımmış dedi diyince ayı senden iyi aptal mı olur diye bizim tembel oğlanı kafasını koparıp yemiş.

Sündüs Şahin - Tekkiraz, velibayraktar Mahallesi

Korkak Adam Nasıl Kral Oldu?

Bir köyde karısından bile çok korkan bir adam varmış. Adam artık hayatına kahr etmiş ve evini terk etmiş. Bir yerde uyurken suratına sinek konmuş. Elini kaldırmış ve sinekleri öldürmüş. Adamak, sinekleri öldürmesi biraz cesaret vermiş. Bakmış konan sinekleri birer ikişer öldürüyor cesareti daha da artmış. Alnına iki tane arı konmuş. Arıları da öldürmüş.

Artık iyice cesaretlenen adam kasabaya inmiş ve bir kılıç yaptırmış. Kılıcın üzerine; bir vurmada 40 can alırım 1 vurmada 2 aslan diye yazdırmış. Kasabada bir köşede uyurken kralın askerleri gelmiş. Tabi adamın kılıcındaki yazıyı okuyunca adama dokunmaya cesaret edememişler. Askerlerden biri adamı uyandırırken adam korkudan bağırarak yerinden fırlarmış; askerlerde eyvah bizi de öldürecek diye öte beri kaçmışlar. Bu durum adamın cesaretini daha da arttırmış. Askerler seni krala götürelim demiş. Adam başta naza çekmiş. Ama sonunda saraya gitmiş. Kral benimle kal askerim ol demiş. Adam ben öyle herkese asker olmam demiş. Bir vurmada 40 can bir vurmada iki aslan öldüren adamım demiş. Kral kızımı sana vereyim demiş. Korkak adam tamam demiş. 40 gün 40 gece düğün yapmışlar.

Günler böyle geçip giderken köylüler krala gelmişler. Köyümüzü kurtlar bastı bize yardım et kralım perişan haldeyiz demişler. Kral damadına hadi bakalım göster hünerini demiş. Korkak adam askerleri yanına almış sürüm yapacağız demiş. Askerleri öne sürmüş. Askerler sürüm yaparken bir kurt da bunun üzerine geliyormuş çok korkan adam ağacın dalına tutunmuş. Tam kurt üstüne doğru gelirken dal kırılmış adam kurdun üzerine düşmüş. Askerlerden biri kurdu öldürmüş. Korkak adam; niye öldürdün ben krala onu canlı götürecektim demiş. Tabi korkak adamın ünü daha da artmış. Askerler krala, canlı canlı kurdu yakaladığını söylemişler. Kral damadına çeşitli ödüller vermiş.

Bir gün kral damadına, felanca ülke bize savaş açmış. Orduya hazırla önlerine çık demiş. Korkak adam şimdi durum vahim demiş. Geceleyin ben buradan kaçayım diye karar kılmış. Ahırda çok aksi olmayan sakin bir atı seçmiş. Ata binmesini de bilmiyor. Ne yapayım derken aklına bir cinlik gelmiş. Kendini eğere yapıştırmış. Eğere iyice tutkal sürmüş. Geceleyin gizlice yola çıkmış. At savaştan çıkan bir atmış ama korkak adam bunu bilmiyor.

Bir tepe geçmiş ikinci tepeyi aşmış üçüncü tepeye geldiğinde düşman ordusu karşısına çıkmış. Adam korkudan ne yapacağını şaşırmış. Attan da inip kaçamıyor eğere kendine yapıştırdığına bin pişman olmuş. Bir çam ağacına tutunmuş. At çamın etrafında dönüyor adam üstünde çam kökünden sökülmüş. Artık atı zapt etmek ne mümkün. At doğruca ordunun üzerine. Tabi adamda çam ağacını kucaklamış halde. At düşman ordusunun içine dalmış öte dön beri dön derken düşman ordusunu esir almış ve saraya dönmüş. Bundan sonrada o ülkenin kralı olmuş. Artık kimseden korkmamış.

Nuri Karagöz - Ekincik Köyü

Tilki ve Kedi

Bir kocakarı ve onun bir kedisi varmış. Kocakarı bahçeye giderken kediye ocakta küllerin içinde yatacağını şu tavukları bekle demiş. Kedinin keyfi kaçsa da tavukların yanına gitmiş. O arada tilki gelmiş. Kediye, burada tavuk bekleyip kocakarının dırdırını dinleyeceğine gel benimle seni tavuk etiyle besleyeyim demiş. Kedinin de hoşuna gitmiş bu teklif. Tilki kediyle beraber mağarasına gitmiş. Tilki, kediyi tavuk tüylerinin içine yatırmış.

Tilki bir gün tavuk çalmış mağaraya geliyormuş. Yolda aslana rastlamış. Aslan ver bakalım şu tavuğu demiş. Tilki yok kralım demiş mağaramda bir canavar peyda oldu beni de parçalar senide demiş. Aslan korkmuş. Ertesi gün tilkiye kurt çatmış. Ver bakalım şu tavuğu demiş. Tilki, yok kurt kardeş demiş, mağaramda bir canavar yatıyor senide parçalar beni de demiş. Kurt da kormuş. Ertesi gün ayı kurdun yolunu kesmiş. Ver elindeki tavuğu demiş ayı tilkiye. Tilki yok ayı kardeş demiş. Mağaramda bir canavar var ona tavuk yetiştiremiyorum demiş. Eğer bunu ona götürmezsem senide parçalar beni de demiş.

Aslan, kurt ve ayı bir yerde toplanmış. Durumu birbirlerine anlatmışlar. Şu karara varmışlar. Burada bir ziyafet verelim. O canavarı da davet edelim. Bakalım kimmiş bizi parçalayacak canavar.. Ayı ben kazan getiririm demiş. Aslan bende et getiririm demiş. Kurt da bende canavarı çağırayım demiş.

Kurt mağaraya gelmiş bakmış ki tilkinin canavar dediği şey bir kedi. Bunun neresi canavar, taktım mı buna pençemi paramparça ederim demiş. Kedi, kurda, uçan kuşu göstererek yakalayayım mı onu demiş. Kurt uçan kuş yakalanır mı hiç demiş. Kedi bıyıklarını diktiği gibi daldan dala konan kuşu yakalamış. Kurt bu uçan kuşu bile yakalıyor bundan korkulur demiş.

Ayı ve aslan yemeği hazırlamış. Madem ki bu canavar bir hayvan bizde gizlenelim demişler. Ayı ağaca çıkmış. Aslan kayalıkların içine gizlenmiş. Yemeğin hazırlandığı yere yaklaşınca kurt yemeğiniz kazanın içinde hazır benim az bir işim var geliyorum demiş ve çalılıkların içinden kediyi izlemeye başlamış. Tabi ayı ve aslanda oldukları yerden izliyorlar.

Kedi kazanın yanına gelmiş. Üstüne çıkarken kazan devrilmiş kedi kurdun olduğu tarafa doğru koşmaya başlamış. Kurt eyvah yemeği beğenmedi beni parçalamaya geliyor diye kaçmaya başlamış. Kurdu gören kedi, olamaz kurt benim beceriksizliğimi gördü beni parçalar diyerek aslanın olduğu tarafa koşmaya başlamış. Aslan eyvah beni parçalayacak diye kaçmaya başlamış. Aslanı gören kedi olamaz burada aslan varmış beni parçalar demiş ayının olduğu ağaca çıkmaya başlamış. Ayı eyvah beni parçalamaya geliyor diye ağaçtan atlamış ve kaçmış. Bir kedi tüm hayvanlarla başa çıkmış.

Nuri Karagöz - Ekincik Köyü

Yaşlıların Önemi

Eskiden bir ülke varmış. O ülkede insanlar çok uzun yaşarlarmış. Ama o ülkede yaşlılar çok yaşlı ve bakımı zor olduğu için bir sırt sepetine konur uçuruma götürülür ve oradan atılırlarmış. Bir oğulda babasını godoriye (sırt sepeti) yüklemiş ve uçuruma atmaya götürüyormuş. Babası oğluna oğlum beni oradan atma demiş. Oğlanda zaten babasını atmak istemiyormuş ama ne yapsın padişah fermanı gereği atmak zorundaymış. Padişaha ne söyleriz baba beni de buradan atar demiş. Saklarsın beni oğlum demiş adam. Oğlan babasını evine getirmiş ve saklamış.

Padişah bir gün demiş ki; güneşin ilk doğduğunu kim görürse, ona bir küp altın vereceğim demiş. Oğlan durumu babasına söyleyince babası oğluna; oğlum kızıllığın olduğu yere değil hafif batıya az üstüne bak demiş. Güneş birden doğar ancak öyle ilk sen görebilirsin demiş. Herkes güneşin doğuşunu görmek için toplanmış. Herkes kızıllığa bakarken oğlan babasının dediği yere bakıyormuş. Ve güneşin ilk doğuşunu oğlan görmüş ve bir küp altını kazanmış.

Padişah bunu bu genç nasıl bilebilir demiş. Yapamayacakları bir iş bunlara söyleyeyim demiş. Kim köpeğini konuşturursa onu iki çuval altın vereceğim demiş. Bunu duyan halk köpeklerini en iyi etlerle besliyormuş. Oğlan babasına sorunca oğlum, köpeği aç bırak demiş. Yarışma günü gelmiş. Herkes saraya besili besili köpeklerini getirmiş. Oğlanın köpeği ayakta duramıyor. Kimsenin köpeği konuşmamış. Padişah, gence, sen ne yaptın bakalım demiş. Genç ben en iyi etleri köpeğime yedirdim bir kuş sütü içmedi demiş. Köpek, yalan söylüyor padişahım demiş. Herkes şaşırmış, padişah daha da çok şaşırmış. Sen bunu nasıl konuşturdun diye padişah ısrar edince babam bana bu aklı verdi demiş genç. O günden sonra da o ülkede yaşlılar uçurumdan atılmaktan kurtulmuşlar.

Nuri Karagöz - Ekincik Köyü

Zengin Adam ve Karısı

Bir kasabada çok zengin bir adam varmış. Kasabadaki dükkanlarının sayısını bile bilmezmiş. Arkadaşlarından birisi ona senin hanımın seni aldatıyor demiş. 
Adam asla inanmam buna demiş. Arkadaşı peki sana ispatlarsam dükkanlarını ve servetini bana verir misin demiş. Adam veririm demiş. Bakalım nasıl ispatlayacaksın.

Sen hanımına de ki ben büyük şehre uzun bir seyahate çıkacağım. Bir iki ay dönemem de git evinin çatısına gizlen demiş. Bak o zaman neler yapıyor senin karın görürsün.

Adam eve gelmiş. Hanımı yatakta yatıyor. Adam hanım demiş ben şehre gidiyorum. Bir iki ay gelemeyeceğim seni de böyle hasta bırakmak istemezdim ama hizmetçiler zaten var. En kısa zamanda gelmeye çalışacağım demiş.

Karısı tamam bey demiş. Ben kendime bakarım sen beni merak etme demiş. Adamın gittiğini sanan kadın. Hemen ayağa kalkmış hizmetçiyi çağırmış.

Git çabuk mumcuyu çağır demiş.
Kız elinde büyük büyük mumlarla gelmiş. 
Ne bunlar diye kadın sormuş. 
Mumcunun çok selamı var. Bu akşam padişahın daveti varmış. Oraya gidecekmiş. Çok selam söyledi yarın akşam gelirim dedi demiş.
Ayy! At kapının arkasına mumları.
Kendi gelseydi iyiydi demiş..

Git çabuk kuyumcuyu çağır demiş. 
Hizmetçi elinde altınlarla gelmiş.
Ne bunlar diye kadın sormuş.
Kuyumcunun çok selamı var, bu akşam padişahın daveti varmış oraya gidecekmiş bu altınları kabul etsin başka bir zaman gelirim dedi demiş. 
Ayy! demiş. At minderin altına altunları.
Kendi gelseydi daha iyiydi.

Git çabuk kuşçuyu çağır demiş.
Hizmetçi elinde bir kafesle geri gelmiş.
Ne o demiş kadın. 
Kuşçunun çok selamı var bu akşam padişahın daveti varmış oraya gidecekmiş bu kafesi yolladı bir ara uğrarım dedi demiş.
Ayy! Koy oraya kafesi
Kendi gelseydi daha iyiydi demiş.

Git çabuk helvacıyı çağır demiş.
Hizmetçi elinde helvayla gelmiş.
Ne oldu demiş hanım. 
Helvacının çok selamı var bu akşam padişahın daveti varmış oraya gidecekmiş müsait
bir zamanda uğrarım dedi demiş 
Ayy! Koy tel dolaba helvayı,
Kendi gelseydi daha iyiydi demiş.

Tabi adam tüm bu olanlara gözüyle görmüş kulağıyla işitmiş. Girdiği iddiayı kaybetmenin verdiği acıyla tavan arasında inmiş koşarak evin merdivenlerinden çıkmış ve karısına şöyle seslenmiş:

Ah karı vah karı!

Ne oldu herif, Sen şehre gitmedin mi?
Gidemedim karı gidemedim demiş; 
Peşime bir yılan düştü kalınlığı kapının arkasındaki mumlar gibi
Gözleri vardı minderin altındaki altunlar gibi
Kafesteki kuş gibi uçup gelmeseydim
Yiyecekti beni tel dolaptaki helva gibi demiş…

Kadın ne oldu anlamadım herif demiş Adam: Ah karı vah karı !

Peşime bir yılan düştü kalınlığı kapının arkasındaki mumlar gibi
Gözleri vardı minderin altındaki altunlar gibi
Kafesteki kuş gibi uçup gelmeseydim
Yiyecekti beni tel dolaptaki helva gibi demiş…

Sündüs Şahin - Tekkiraz, Velibayraktar Mahallesi

Çocuk Oyunları :

Kuckucobay

Beş yaşından küçük çocukları büyükleri sırtlarına alır çocuğun ellerinin birini bir omuzdan aşağı diğerini diğer omuzdan aşağı öne sarkıtır ve tutarlar. İleri geri sallanarak aşağıdaki sözleri söylerler.

1
Kuckucobay, savarshloba,
Dedaboro, erti kovzi mometsi
Gavlokoda moktse, hortlağo dedabero.


Kuckucobay, savarshloba,
Ğobeşi lekvi irçoba
Çavpali, amevğe rom dampala,
Ğobe cirşi mivpale.

Tzip Tzip Tzipelay

İki veya daha fazla kişiyle oynanır. 1 kişi sol elini uzatır 2. kişi sağ elinin işaret ve baş parmağıyla 1. kişinin elinin üstünden tutar. 1 kişide 2. kişinin elinin üstünden tutar. Diğer ellerde üst üste gelecek şekilde tutulur. Daha sonra aşağıda sözler okunur ve okuma bitince eller bırakılır herkes birbirini gıdıklar.

1
Tzip tzip tzipolay,
Katamma kvertshi dimidva,
Pirze masha, miharya...


Tzip tzip tzipolay,
Paşas kvertshi upovniya,
Şutzmiya şucamya,
Pirze adkviya...

Ay Titi

Sol elin baş ve işaret parmağının içine sağ elin baş parmağı hariç diğer parmaklar uçları üstten bakınca gözükecek şekilde yerleştirilir. Aşağıdaki beyit okunarak karşısındaki kişiye ortğa parmağı bulması söylenir. ( Orta parmağın yeri değiştirilerek gizlenmeye çalışılır.)

Ay titi may titi
Remeliya şvay titi


Köydeki lakaplar : Kuntal, Keserğani, Çiçkinak, Egiba, Kotah, Eşmak, Tavşehvevli, Zompur, Pantsuk, Patzaray, Hoker, Totoray, Kuntal, Hunuk, Tığla, Çoçia, Ğarğaray, Tzuktzuk, Corukay, Kantaz, Tavtitvelay, Otsana, Ketsi, Takvi, Taluk, Konk, Atsuk, Cankunay, Pipinay, Şoşlakay, Şuşunay, Banunay, Kerketay, Haşari, Kotohay, Cucukay ...

Köydeki bazı isimler : Sulibek, Tsitsiya, Gogna, Cece, Patsiya, Pirozay ...

მურათ შაჰინ - Murat Şahin


İlgili Galeriler
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.