Arçil Gegeşidze: Günümüzde Rusya’yı Doğrudan Zorlayabilecek Bir Mekanizma Mevcut Değil

Arçil Gegeşidze

Arçil Gegeşidze



08 Eylül 2009, 09:31

InterPressNews adlı haber ajansının Gürcistan Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Vakfı politika uzmanlarından Arçil Gegeşidze ile yaptığı röportajda 2008 Ağustos Savaşı’nın sonuçları, Gürcü diplomasisinin başarıları ve başarısızlıkları, Batı’nın Rusya’ya karşı yeni politikası ve Rusya’nın hangi durumda Abhazya ve Güney Osetya işgalinden vazgeçeceği konuları tartışılıyor. Chveneburi.Net bu röportajı sizler için Türkçeye çevirdi…

IPN: Geçtiğimiz yıl gerçekleşen Ağustos Savaşı’nın sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Pek çok kimse Gürcü diplomasisinin uluslararası arenada başarısız olduğunu düşünüyor.

A.G: Eğer Gürcülerin ayrılıkçı bölgelere hâkim olmasından ve Abhazya ile Güney Osetya topraklarının işgalden kurtarılmasından bahsediyorsak bu sonuçlara ulaşmada kesinlikle başarısız olduk. Kontrolü kaybedilen topraklara Kodori Vadisi (Abhazya) ve Ahalgori Bölgesi (Güney Osetya) de eklendi. İsmi geçen yerlerden (işgal sonucu) ayrılan insanlarla mülteci sayısı daha da arttı. Sonuçların hafifletilmesi yönünde başarılı adımlar atamadık ve bu diplomatik başarısızlık olarak adlandırılır mı bilmiyorum. Gürcistan’ın istikrarlı bir ülke ve güvenilir bir partner olmadığı yönündeki (yaratılan) olumsuz imaja rağmen uluslararası toplum Gürcistan ile daha fazla ilgilendi. Gürcistan’ın NATO ile işbirliği ve bu durumun getirdiği resmi yardım bir ilerleme olarak düşünülebilir. Yani NATO–Gürcistan Konseyi’nin kurulmasını ve Avrupa Birliği ile ilişkilerin genişlemesini kastediyorum. Avrupa Birliği “Doğu İşbirliği” çerçevesinde altı eski Sovyet ülkesine yönelik olarak bu ülkelerin aralarında serbest ticarete imkân veren bir girişimde bulundu. Eğer bu gerçekleşirse kaybedilen Rus pazarını telafi edebiliriz. Vize rejimini kolaylaştırmaya yönelik perspektifler de mevcut. Yani olumsuzluklar yanında olumlu şeyler de var.

IPN: Rusya, Medvedev–Sarkozi anlaşması hükümlerini yerine getirmiyor. Buna rağmen Avrupa Birliği ve NATO, Rusya ile ilişkileri yeniden başlattı. Kremlin’in uluslararası normlara uymuyor olması Rusya’yı buna zorlayacak gerçek bir mekanizma olmadığı anlamına mı geliyor?

A.G: Bu, Rusya’yı bugünün dünyasında doğrudan zorlayabilecek bir mekanizma olmadığı anlamına geliyor. Soğuk Savaştan sonra dünyada durum radikal bir değişikliğe uğradı. Devletler son derece birbirlerine bağımlı ve bir devleti ayırıp cezalandırmak çok zor. Küçük bir devleti cezalandırmak kolay fakat pek çok nedenden dolayı Rusya gibi büyük bir devleti cezalandırmak zor. AB ve ABD yeni gerçeklikler ile yüz yüze ve bunların üzerinden tek başlarına gelmeleri zor. Rusya ile işbirliği yapmak zorundalar. Bunlar iyi bilinen konular. Terörizm, Afganistan, İran, Kuzey Kore. Bu konular ABD için yaşamsal meseleler. Bu konularda Rusya ile işbirliği içinde bulunmak ABD için gerekli. Ancak eski Sovyet ülkelerinde Rus etkisine “eyvallah” deme işine gelirsek AB ve ABD için bu kabul edilemez. Obama Moskova’da, Biden Tiflis’te bu konuları açıkça vurguladı ve bu bugün için Batı’nın Rusya’ya karşı yapabileceği minimum şey. Bugün AB ve ABD, Rusya’nın eski Sovyet ülkeleri üzerinde etkisine kolayca olur vermez. Bu sürecin aktif safhası henüz başlamadı.

IPN: Sırbistan Kosova’nın bağımsızlığının tanınması konusunu Lahey Uluslararası Mahkemesi’ne taşıdı ve Mahkeme konuyu 1 Aralık 2009’da görüşecek. Bu Gürcistan açısından Abhazya ve Güney Osetya hakkında benzer bir davayı söz konusu mahkemeye taşıma yönünde bir hak getirebilir mi?

A.G: Konuyu Lahey Mahkemesi’ne taşımakla ne beklememiz ve hedeflememiz gerektiğini bilmeliyiz. Ben şahsen Kosova davasından hiçbir sonuç beklemiyorum. Konunun tartışılması propaganda dışında gerçek bir sonuç getirmeyecektir. Eğer mahkeme kararı zorlayıcı olursa ABD ve Avrupa Komisyonu ülkesi on iki ülke Kosova’nın bağımsızlığını tanıma kararından geri dönmeyecektir. Bu yüzden bizim açımızdan yarar getirecek bir örnek olmayacaktır.

IPN: Rusya’nın Medvedev–Sarkozy anlaşması hükümlerine uymaması hakkında ne söyleyeceksiniz? Sarkozi neden bu konuda bir kelime dahi söylemedi?

A.G: Sarkozi’nin 12 Ağustos anlaşması altında imzası var. Fakat Sarkozi bu belgeyi AB Dönem Başkanlığı’nı yürüten ülkenin cumhurbaşkanı olarak imzaladı. Fransa’nın cumhurbaşkanı olarak değil. Artık Fransa AB Dönem Başkanlığı’nı yürütmüyor. Fransa’dan sonra bu konudaki tasarruf Çek Cumhuriyeti’ne geçti sonra İsviçre’ye ve sonra da yanılmıyorsam İspanya’ya. Yani bu konudaki insiyatif AB Dönem Başkanlığı’nda bulunan ülkeye geçiyor.

IPN: Tiflis ABD’nin de AB Gözlem Misyonu’na katılmasını talep etti. Moskova ise Washington’un gözlem misyonuna katılması durumunda bunun ABD için kötü sonuçları olabileceği uyarısında bulundu. Fransa ABD’nin gözlem misyonuna katılmasına karşı çıkıyor. Fransa bu katılıma neden karşı ve ABD’nin gözlem misyonuna katılmasının eksileri ve artıları nelerdir?

A.G: Bana göre eksileri artılarından fazla. Eğer hedefimiz Avrupalı meslektaşlarımızın Abhazya ve Güney Osetya’nın tamamında gözlem misyonu olarak görev yapmasını sağlamaksa ABD orada olmamalıdır. Bu işi daha da zorlaştıracaktır. Abhazlar ve Osetlerin Amerikalılara karşı antipatisi biliniyor. ABD bu bölgelerde Gürcistan’dan sonra birinci düşman olarak algılanıyor. Abhazlar ve Osetler Amerikalılara Abhazya ve Güney Osetya’ya giriş izni vermeyecektir. AB Gözlem Misyonu’na Amerikalı gözlemcilerin katılması durumu daha da kırılgan hale getirecektir.

IPN: Pek çok kimse Batı’nın Gürcistan’daki mevcut durumun çözülemezliğini kabul ettiğini ve sadece Beyaz Saray’ın bu konuda aktif olduğunu düşünüyor. Bu düşünce gerçeklik ile tutarlı mıdır?

A.G: Henüz resmen hiçbir ülke (Rusya hariç) Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlığını tanımadı. AB’nin Gürcistan’ın toprak bütünlüğüne saygı konusundaki diplomatik dili kesin ve ciddi. Sohumi’den ve Tshinvali’den AB’ye o yüzden çok tepki geliyor. Ayrılıkçı yönetimler AB Gözlem Misyonu’nun bu bölgelere girmesine izin verilmesini istemiyorlar. Gerçek olan şu ki Batı henüz gerekli imkânı olmadığı için durumu değiştirmek adına bir şey yapamıyor. Fakat ekonomik, politik ve askeri güçlerdeki denge değişebilir ve Batı Rusya’yı ikna edebilir. Şu anda ise bu imkânsız. AB ve ABD’nin ana konularda Rusya ile işbirliğine ihtiyacı var. Bu yüzden Gürcistan konusunda AB ve ABD’nin (Rusya’ya) etkili bir karşılık vermediğini görüyoruz. AB ve ABD’nin bu konuda imkânları yeterli değil. Rusya yaşadığı ekonomik krize bağlı olarak yapısal problemlerle karşı karşıya gelebilir ve Batı’ya ödün verebilir. Fakat bu konuda konuşmak için henüz çok erken.

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.